Tuesday, October 16, 2007

kum taneleri...

Kumlar ellerini doldururken Marco uzaktaki şimşeklerin gürlemesini duydu.

Sanki çok uzakta bir yerlerden fırtına geliyor diye düşündü.

Düşen, birbirinden farklı kum tanelerinin her birini görebildiğini farketti. İşte o zaman gerçekten rüya gördüğünü anladı.

Gerçekten de desenler vardı ve sanki bir şeyi açıklıyor gibiydiler.
Rüyalar, kumlar ve hikayeler. Çöller, şehirler ve zaman.

Kum taneleri Rüya Kral'ın soluk parmaklarından, onun seyahatten aşınmış ellerine yavaşça düştü.

Kumların düşerken çizdiği desenler bir anda aklını başına getirdi. Uzaktaki şimşeklerin ışıltılarıyla şekillenen bir toprak parçası.
Bunu asla unutmayacağım diye düşündü sevinçle. Burada öğrendiklerimi asla unutmayacağım...

Ama dünyası karanlığa, yumuşaklığa ve hiçliğe doğru gitti; ve Marco da kendini bıraktı.





No comments: