Showing posts with label Tanrı. Show all posts
Showing posts with label Tanrı. Show all posts

Saturday, May 8, 2010

Biz.

Bu yazıyı okumadan önce Septik Baykuş'u okuyun: "Paganlar Evrime İşaret Etti ve İlk Prokaryot Doğdu"

Yaşam'a değer veriyoruz.
Yaşam'ın sadece insandan geldiğini sanarak yapıyoruz bunu.
Yaşam biz değiliz. Sadece bir parçasıyız onun. Milyonlarca yıl boyunca bir çok canlı türü ortaya çıktı ve bir çoğu yok oldu ve yerlerine yenileri geldi. İnsanlık yok olursa ne olur ki? Doğa yaşamaya devam edecek.
 Bir işe yaradığımız yok, insanoğlu pesimist bir yaratık ve biz yok olduğumuz anda yaşam varolmaya rahat bir nefes alarak devam edecek.

Doğanın boğazına oturmuşuz, boğuyoruz. Suyunun içine işiyoruz, yemeğinin içine tükürüyoruz. Doğa anaya her gün, her saniye tecavüz ediyoruz, en vahşi ve iğrenç şiddet duyguları ve nefret ile. Doğa ana ağlıyor, yavruları bir tek kötü çocuk insan yüzünden yok oluyor teker teker. Ama var olan her şeyden daha sabırlı olan doğa ananın sabrı da tükenecek. O değişimlerin kendisi, değişime kucak açıyor. Ama biz onun hain çocukları insanlar, bu değişimi durdurmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Bir gün doğa ana bizi bizim için korkunç bir gürültüyle ama kendisi için sakin bir müzikle bizi bağrına gömecek ve yaşamımızı sonlandıracak. Diğer çocukları için.

Tanıdığım, çok zeki otistik bir çocuk var. Gelişimine olabilecek en iyi şekilde devam eden bir çocuk. Annesine insanların besin zincirinin neresinde yer aldığını sormuş. Annesi cevap vermiş, insanların besin zincirinin en üstünde olduğunu, hiç bir hayvanın onları yemediğini açıklamış. Çocuğun cevabı şu olmuş: "A, evet. Anladım. İnsan filmlerdeki kötü adam gibi yani". Evet, öyleyiz. Dünyanın, yaşadığımız toprağın, annemizin en büyük düşmanı, tetikçisi, tecavüzcüsüyüz. Ondan nefret edercesine karnını, rahimini, gözlerini, ellerini kesiyoruz, deşiyoruz. 

En büyük hayalim, insanoğlunun annesini yok etmek için yarattığı o pis hastalıklı şehirlerinin üstünde bir ormanın filizlendiğini görmek. Ondan sonra ölümüm huzurlu olacak.

Ve Kıyameti Bekleyenler, ruhlarının huzura kavuşup öleceğini, hesapların kapanacağını sananlar çok yanılıyorsunuz. O hesap kapanmayacak. Siz günahsızlığınıza sığınırken, en büyük günahları işlediğinizi unutuyorsunuz. Gerçek Tanrı, doğa anaya tecavüzden suçlusunuz. Onun çocuklarını öldürdüğünüz için cinayetten suçlusunuz, canlıların yaşam alanlarını çaldığınız için hırsızlıktan suçlusunuz. Hepimiz gibi. Sadece annesinin koynunda ona saygı duyarak avlanan ve barınan, nefes alan, yok etmeye yüz tuttuğumuz tek masumlar huzurlu olacak uykularında.
 

Thursday, February 5, 2009

La Philosophie dans le Boudoir


Marquis de Sade'ın eseri Yatak Odasında Felsefe'den alıntılar....


"Pagancılığın tanrılarını geri verin bize. Iupiter'e, Herkül'e ya da Pallas'a seve seve taparız; ama kendi kendine hareket eden bir evrenin düzmece yaratıcısına karnımız tok; kapsamdan yoksun ama kendi devasığıyla her şeyi dolduran bir Tanrı'yı, her şeye kadir olan ama asla arzuladığı şeyi yerine getiremeyen bir Tanrı'yı istemiyoruz, son derece iyi olmasına karşın yalnızca hoşnutsuz kullar yaratan bir varlık istemiyoruz. Hayır, doğayı rahatsız eden, karışıklığın babası olan, dehşet saçan insanı harekete geçiren bir Tanrı istemiyoruz; böyle bir Tanrı karşısında duyduğumuz öfkeden tir tir titreriz ve biz onun sonsuza dek unutulmasını istiyoruz."


(...)


"bu ibadetten hiç olmazsa bazı erdemler doğacaktır, oysa ki geçmişte vaaz etme zayıflığında bulunduğumuz şeyden yalnızca suç doğmaktadır."


(...)


"Teizm özü ve yapısı gereği özgürlüğümüzün en büyük düşmanıdır."


(...)


"Bazı bilginler, diyeceksiniz, Tanrı fikrinin doğuştan var olduğunu ve insanların daha annelerinin karnındayken bı fikre sahip olduğunu ileri sürerler. Ama bu yanlıştır diyeceksiniz onlara; her ilke bir yargıdır, her yargı bir deneyimin sonucudur ve deneyim ancak duyuların harekete geçirilmesi yoluyla elde edilebilir; dolayısıyla dini ilkelerkesinlikle hiç bir şeye dayandırılamazlar ve asla doğuştan değillerdir."

Sunday, October 14, 2007

Armageddon Days Are Here (Again)

Hazır mısın İsa? a-ha Buddha? Evvet Muhammed? Tamam İyi o zaman Hadi gidelim!

5 mil yukarıdalar karga uçuşuyla

Kan kırmızısı göyüzünde süzülen buharları bırakıyolar
Doğudan batıya hareket ediyorlar
Başlarında balaklavalarıyla, EVET!
Ama eğer İsa Mesihin gelmekte olduğunu düşünüyorsan
Bebeğim başka bir şey gelecek şimdi sana doğru
Eğer kendi ismini kimin yücelttiğini duyarsa

Kalbini söker ve mezarına geri dönerdi
İslam yükseltmekte
Hristiyanlar seferberlikte
Dünya el pençe divan durmakta
Mesaj unutulmuş ve imana tapınılmakta
Bu savaş, diye bağırdı, bu savaş diye bağırdı, bu bir savaş!
Pozisyonunuzu alın, sizi sefil halk!
Onlarla sahillerde iççamaşırlarınız ile çarpışacaksınız
İyi Tanrıya teşekkür edeceksiniz Union Jack'i (ingiltere) yarattığı için

Limanı terk eden gemileri izleyeceksiniz
Ve karaya vuran cesetleri
Eğer gerçek İsa Mesih bugün yaşasaydı
CIA tarafından vurularak indirilirdi
Oh, şimdi lekeli bardağın arkasından parlak yanan ışıklar
En karanlık gölgeleri saracak insanların kalbine
Ama Tanrı kendine bu tahtı yaratmadı
Tanrı İsrail ya da Roma'da yaşamıyor
Tanrı Yankee Dolarına ait değil

Tanrı Hizbullah için bombalar yaratmadı
Tanrı kiliseye bile gitmiyor
Ve Tanrı bizi aşağıya, Allah yanmaya göndermeyecek
Hayır, Tanrı bize çoktan bildiğimiz şeyi hatırlatacak
İnsanlığın çok yakında ektiğini biçeceğini
İslam yükseltmekte
Hristiyanlar seferberlikte
Dünya el pençe divan durmakta
Mesaj unutulmuş ve imana tapınılmakta

Kıyamet günleri burada (yine)


Pieter Bruegel
Dulle Griet