Friday, August 10, 2007

Ben Dijital Bir Dünyada Yaşayan Analog Bir Kızım

Gerçek olan şeylere inanabilirim, gerçek olmayan şeylere inanabilirim. Hiç kimsenin doğru olup olmadığını bilmediği şeylere inanabilirim. Noel Baba'ya, Paskalya Tavşanı'na, Marilyn Monroe'ya, Beatles'a, Elvis'e, Bay Ed'e inanabilirim - insanların mükemmeleştirilebileceğine, bilginin sınırsız olduğuna, dünyanın gizli bankacılık kartelleri tarafından yönetildiğine inanıyorum; dünyanın düzenli aralıklarla, iyileri buruşuk suratlı makilere, kötüleri sakat sığırlara benzeyen, suyumuzu ve kadınlarımızı isteyen uzaylı yaratıklar tarafından ziyaret edildiğine inanıyorum. Geleceğin sıçtığına inanıyorum, geleceğin sarsıntıda olduğuna inanıyorum. Bir gün Beyaz Buffalo kadının geleceğine ve herkesin kıçına tekmeyi basacağına inanıyorum. Bütün erkeklerin, sadece hızlı büyümüş, büyük iletişim sorunları olan çocuklar olduğuna, Amerika'da iyi seksin reddiyle eyaletten eyalete drive-in sinemaların reddinin çakıştığına inanıyorum. Bütün politikacıların kişiliksiz hırsızlar olduğuna ve de alternatiflerinden daha iyi olduklarına inanıyorum. Büyük kişiler geldiklerinde, Kaliforniya'nın denize batarken Florida'nın çılgınlık, timsahlar ve zehirli atıklar içinde eriyip kaybolacağına inanıyorum. Antibakteriyal sabunun pislik ve hastalığa karşı olan bağışıklığımızı yok ettiğine ve bundan dolayı hepimizn Dünyalar Savaşı'ndaki Marslılar gibi sıradan bir nezleden yok olacağımıza inanıyorum. Geçen yüzyılın en büyük şairlerinin Edith Sitwell ve Don Marquis olduğuna, yeşim taşının ejderha gözyaşı olduğuna ve binlerce yıl önceki yaşamımda tek kollu bir Sibirya Şamanı olduğuma inanıyorum. İnsanlığın kaderinin yıldızlarda bulunduğuna inanıyorum. Şekerlerin tadının çocukken daha iyi olduğuna, yabanarısının aerodinamik olarak uçmasının imkansız olduğuna, ışığın bir dalga ve parçacık olduğuna, bir yerde aynı anda ölü ve canlı bir kedi olduğuna (bununla beraber onu beslemek için kutuyu açmazlarsa sonunda iki farklı türlü ölü olacağına), evrende evrenin kendisinden trilyonlarca yıl daha yaşlı yıldızlar olduğuna inanıyorum. Benimle ilgilenen, benim için endişelenen ve yaptığım her şeyi izleyen kişisel bir tanrıya inanıyorum. Evreni harekete geçirdikten sonra kız arkadaşıyla takılmaya giden ve benim hayatta olduğumu bile bilmeyen kişiliksiz bir tanrı olduğuna inanıyorum. Rastlantısal kaos, geri plandaki gürültü ve saf kör tahilten oluşmuş boş ve tanrısız bir evrene inanıyorum. Seksin abartıldığını iddia edenin henüz onu doğru dürüst yapmadığına inanıyorum. Neler olduğunu bildiğini iddia edenin küçük şeyler hakkında da yalan söyleyebileceğine inanıyorum. Kesin dürüstlüğe ve hassas palavralara inanıyorum. Kadının seçmeye hakkı olduğuna, bebeğin yaşamaya hakkı olduğuna, bütün insanların yaşamı kutsalken eğer yasal sisteme tam olarak güvenebiliyorsan, ölüm cezasında hiçbir sorun olmadığına ve gerizekalıların dışında yasal sisteme hiç kimsenin asla güvenmediğine inanıyorum. Hayatın bir oyun olduğuna, hayatın kötü bir şakadan ibaret olduğuna, hayatın yaşarken başınıza gelenler olduğuna ve sırtüstü yatıp onun keyfini çıkarabileceğinize inanıyorum.

samantha
amerikan tanrıları - neil gaiman

No comments: